Ego & Zihin

Kendini olduğun gibi mi, yoksa olmak istediğin biri gibi mi görüyorsun?

Kendinizi olduğunuz gibi görebiliyorsanız ve gördüğünüzden gerçekten hoşnut iseniz sizi kutluyorum. İnsanın kendini olumlu olumsuz, beğendiği ya da beğenmediği ama olduğu gibi kabul edebildiği hali, en güçlü kabul, olgunluk ve yüksek bilinç halidir. Ve bu tür bir farkındalık ve kabul olmadan kendi hakikatinize yol almanız mümkün olmayacaktır.

  • Değişimi isteyin.
  • Değişimi bekleyen yanlarınızı olduğu hali ile görebilin.
  • Kendinizle yüzleşin.
  • Değişmeye emek verin.
  • Değişmeye devam edin ve değişmenizi istemeyen egosal zihne teslim olmayın.

 

Her kılığa giren egonun girdiği en kolay kılıklardan 13 tanesini örnekler misin?

  1. Ego bencildir
  2. Ego sahtedir
  3. Ego değişime karşıdır
  4. Ego korku yaratır
  5. Ego suçlar
  6. Ego devamlı sahip olmak ister
  7. Ego güce tapar
  8. Ego maddidir
  9. Ego bağımlıdır
  10. Egonun kendi yeteneği yoktur
  11. Egonun kendine güveni yoktur
  12. Ego olanı hemen akla uygun hale sokar
  13. Ego haklı olmayı sever
  14. Ego seni sürekli savunmada tutar
  15. Ego kıskançtır
  16. Ego dağınıktır.

 

Zamandan özgür olmak senin için ne demektir?

Zaman hayatın yatay boyutudur. Ayrıca derinlik denilen ancak şimdiki anda kalarak deneyimleyebildiğimiz dikey boyut kavramı vardır. Bir süre tanımak yerine zaman kavramından çıkmayı deneyin. Bu egonun dönüşmesi demektir ki en güçlü ruhsal uygulamadır. Egonun sizin üzerinizde hakimiyetini sürdürebilmesi için, şimdiki andan daha çok geçmiş ve gelecekte yaşamaya, yani zamana ihtiyacı vardır. Şimdiki an egonun hiç işine gelmez, çünkü ego anda varlığını sürdüremez.

 

İçsel bağımlılığın ve değişimde zorlanıyor olmanın temelinde neler yatar?

İçsel bağımlılığın ve değişimde zorlanmanın temelinde yatan hakiki olgu egodur. Sonrasında ise,

  • İç huzursuzluğu
  • Sevilme isteği
  • Onaylanma istediği
  • Dışa vurulamayan duygu yükleri
  • Kendini tanımama
  • Kendini sevmeme
  • Korku
  • Negatif düşünce biçiminden çıkamamak
  • Hayatın anlamını bulamamak
  • Aile ve çevrenin olumsuz etkisinden çıkamamak
  • Kendine değer vermemek
  • Cesaret eksikliğine tutunmak

 

İçinde her durumda haklı çıkmaya, haklı olmaya çalışan birisi var mı?
Varsa onun ağzından, en son ne zaman haklı çıkmaya çalıştığını anlatabilir misin?

KİŞİYE ÖZEL ANLATIM

Ben dediğin zaman hissettiğin hislerden birkaç örnek verebilir misin?

  • Güven
  • Değerlilik
  • Hükmedicilik
  • Etkileme gücü
  • Cesaret
  • Değersizlik
  • Sahip olma
  • Merkezinde kalma
  • Bencillik
  • İçinizin derinliklerinden gelen sağlamlık
  • Ön planda olma
  • Akıllı olma

Öz değer duygun senin için neyle ilintilidir, birkaç örnek sayar mısın?

  • Başkalarının gözünde nasıl göründüğümle
  • Başkalarının benim hakkımda söyledikleriyle
  • Karşımdaki insanların bana verdikleri değerle
  • Cebimdeki ve bankamdaki paramla
  • Onaylanma ihtiyacımla
  • Sevilme ve ilgi görme ihtiyacımla
  • Başarılı olma duygusuyla

Affedip bağışlayamadığın birileri var mı? Varsa affedici ve bağışlayıcı olmanı engelleyen birkaç neden yazabilir misin?

  • Kendini sevmemek
  • Olanı kabul de kalamamak
  • Egoyu tanımamak
  • Yüzleşmelerden korkup, kaçmak
  • Kimlik duygunuzun sizi bağlayan gücünü kaybedeceğine inanmak
  • İçinizde oluşmuş negatif düşüncelerden özgürleşememek
  • Kendinizi affedememek
  • Geçmişte yaşamaktan vazgeçememek.

 

Bir günde kaç kez kendini savunurken buluyorsun, örnekler misin?

İnsanın kendisini savunma içerisinde tutabileceği bazı durumları şöyle ifade edebilirim;

  • Yarattığınız imajınızı korumaya çalışarak. (Gelişmiş ve özgür bir zihin yaratmış olduğu imajını korumaya çalışmaz. O zaten onun öz halidir.)
  • İnsanların beğeni ve ilgisini kazanmaya çalışarak. (Hepimizin beğenilmek, ilgilenilmek, değer verilmek gibi isteklerimizin olması kadar doğal bir şey yoktur. Önemli olan bu halleri kazanmaya çalışmak ihtiyacı içinde olmamamızdır.)
  • Sizi sevmelerini bekleyerek. (Öz beklentiye girmez, beklentiye girip kendi gerçeğini unutan, unutturan egosal kimliktir. Siz gerçekten seversiniz, karşınızda kim olursa olsun o da zaten sizi sever. Bu ilahi bir yasadır.)
  • Sizi onaylamalarını bekleyerek. (Burada da yine bir üst cevapta olduğu gibi, onaylanmak ihtiyaç halindeyse, bu ihtiyacı yaratanın egosal (sahte) kimlik olduğunu unutmayın.)
  • En iyi – En kötü olmadığınızı kanıtlamaya çalışarak. (Allah’ın Tekliğinin dışında, her şey zıttı ile vardır. İyi varsa kötü, kötü varsa iyi, güzel varsa çirkin, çirkin varsa güzelin varlığının oluşu gibi bu liste uzar gider. Olanı olduğu hali ile görebildiğinizde, kabul edebildiğinizde ve sevebildiğinizde kendini kanıtlama ihtiyacınız zaten kendiliğinden ortadan kalkacaktır.)
  • Haksız yere yaşadığınızı düşündüğünüz herhangi bir olayın veya diyalogun içeresindeyken (ki hakikatinde haksız yere yaşadığınızı düşündüğünüz her neyse, mutlaka sizinle bir ilgisi olduğu için yaşıyor olduğunuz unutmayın. Yaşadığınız durumun size neyi göstermeye çalıştığını görebilmeniz için)

 

“Ben bu olayı neden yaşıyorum.“
“Neyi görmüyorum” gibi sorularınızı içinize yöneltin cevaplarınızı orada bulacaksınız.

  • Değersiz hissettiğiniz anlarda, değerliliğinizi ortaya koymaya çalışıyorken,
  • Yanlış anlaşıldığınızda, doğru anlaşılmanız gerektiğine inanıyorken,
  • Suçluluk duygusu hissettiğiniz zamanlarınızdayken,
  • Kendinizi gerektiği gibi ifade edemediğinizi düşünüyorken.

Önemli olansa, kendinizde olanı görebilmeniz, olanı sevebilmeniz ve her farkına varabildiğiniz an ‘da bu duygunun sizin hakikatinize ait olmadığının bilinci ve inancı içinde kalmanızdır…

Sahne Benlik olan egoyu nasıl tarif edebilirsin?

Zihniniz sürekli benlik duygunuza besin arar. İşte sahte benlik olan ego bu hali ile fark edilmeye başlar ve sürekli kendini tekrar tekrar yaratır.
Sahte benlik suyun üzerindeki bir dalga gibi geçicidir. Zihin tarafından oluşturulan sahte benlik, insana sürekli eksiklik, güvensizlik, korku, kaygı hissi verir. Kafanızda sürekli sizinmiş gibi davranan ve asla susmayan sesi fark ettiğinizde, düşünce akışınızla bilinçsiz bir bağ kurmuş olduğunuza uyanırsınız. O sesin, sizin düşünen hakiki yanınız olmadığını, onu farkında olan olduğunuzu idrak ettiğinizde, egonun sizin için ne ifade ettiğini anlamaya başlarsınız.

Çocukluğundan beri düşünce kalıbı olarak seni bugüne kadar takip eden düşünce biçimlerin var mı? Varsa bize örnekler misin?

“Çok gülersem mutlaka ağlarım.”
“ Kötü şeyler hep beni bulur.”
“ Kısmetsiz birisiyim ben”
“ Para benim için borç ödemektir.”
“ Neden diğer insanların istekleri oluyor da benim olmuyor.”

Egosal Benlik varlığını sürdürebilmek için karşı çıkma, direnme ve dışlamaya ihtiyaç duyar. Sen son üç ay içinde neye karşı koyup, direndiğini ve kimi hangi sebepten dışladığını anlatmak ister misin?

KİŞİYE ÖZEL ANLATIM

Sence, çoğunlukla olumsuz olarak kabul edilen egonun olumlu yanları var mı? Vardır diyorsan bunlardan örnekler verir misin?

İnsanın yaşamını idame ettirebilmesi ve ruhunun tekamülü (gelişmesi, olgunlaşması) için çok boyutlu olan egonun varlığına ihtiyacı vardır. Bireysel ihtiyaçlarımızda, sosyal yaşamımızda, ilişkilerimizde, gerçek kendimizi bulma yolunda, her şeyde ego mevcuttur.

Ego; enerji, heyecan, hareket, aktiflik, seçicilik, mükemmeliyetçilik gibi vasıflar içeren bir oluşumdur. Bilinmesi, tanınması, yönetilmesi ve en önemlisi de çoğunlukla olumsuzluğu içermesinde rağmen sevilmesi gerekli olandır ego. Önemsenmediği oranda, sürekli sorun yaratarak kişiyi zor durumlarda bırakır.

Yüksek bilinç, evrensellik, ruhsallık ve açık nefes, egonun en güçlü olumlu yanların  olduğu platformlardır. İnsan kendini bildiği oranda, egoyu bilecek ve egonun olumlu yanlarını görecektir.

“Bir sır daha var, çözdüklerinden başka.
Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
Hiçbir yaptığınla yetinme geç öteye.
Bir şey daha var, bütün yaptıklarından başka “    Ömer Hayyam

Egonun ilişiklerini etkilediğini ve yönettiğini nasıl anlıyorsun?

İlişkide olduğunuz kişinin gerçek kimliğini görebilmeniz için, öncelikle kendinizin gerçek kimliğinizin farkında olmak durumundasınız. Bu kendini bilme farkındalığına hayatın en gerçek ve en temel kanunu diyebiliriz.

Bu aleme neden geldim.?
Hepimizin bir misyonu varsa benim misyonum nedir?
Ben kimim.?

Gibi yaradılışımız gereği bilmemiz, anlamamız ve bulmamız gereken cevaplardır bunlar ve bu arayış uzun yıllar gerektiren uğraşlardır aslında.
Dolasıyla hayatınızda olan, hayatınıza giren kim varsa bilin ki, bize bizi göstermek için varlar. Bu bahsettiğim gerçeği biraz daha açarsam, karşınızdaki insanda görüp, kınadığınız, yargıladığınız, eleştirdiğiniz ne varsa, sizin kendi içinizde henüz dönüşmemiş olanları size hatırlatan haberciden ve gösteren bir yansımadan başkası değildir.

İnsanlar hakkında acele karar verdiren bilinçsiz bir varsayımınız varsa, aynı şeyin sizde olduğuna bahse girebilirim. Bu bakış açısını fark ettiğiniz an, yani karşıda gördüğünüzü kendinize döndürmeyi başardığınızda, egonun yarattığı sahte kimliğinizi yakasından yakalamışsınız demektir ve bundan sonrası, o duygunuzdan özgürleşmek için yol almaktan ibarettir

“Ben eninde sonunda bu egosal hallerimden kurtulacağım.”
Bunu sana söyleten nedir?

Bu düşünce biçimini sana söyleten egonun ta kendisidir. Ne o şaşırdın bakıyorum, ama gerçek böyle. Egosal hallerden özgürleşmek, egoyu sevmek, hatta ego ile dans edebilmek hiç de öyle büyük bir olay değil. Yapman gereken en önemli şey oluştuğu anda, duygu ve düşüncelerini samimi bir şekilde, karşındakinin üzerine atmadan görmen ve farkına varmandır. Egoyu düşünce modundan, farkındalık moduna getirebildiğinde artık egoyu dansa davet ettin demektir. Bu farkındalık sayesinde duygu ve düşünceleriniz kişisel olmaktan çıkar ve olan olduğu hali ile net bir biçimde kabul edilir. Böyle bir kabul edişle güçlü bir teslimiyet ve aydınlık bir boşluk oluşturmuş olursunuz.

Ego temelli bir ilişkide en tanıdık 5 baskın durumun neler olduğunu söyleyebilir misin? Ve içlerinden senin için en güçlü etkisi olanı yaşadığın bir olayla anlatmak ister misin?

Yaşam ilişki ve iletişim demektir. Bir bebeğin kendisi ile başlayan ilişkisi, çekirdek ailesinde, çevresinde, okul hayatında, dost, arkadaş, sevgili, eş ve akrabaları arasında yaşamının sonuna dek sürer. Kendisi ile bilinçli bir iletişim ve ilişki kurmuş olan insanın hayatının akışı ve bu akışın kalitesi yüksek ve her şartta doyurucu olmaya yöneliktir. Böyle bir ilişki yakalayabilmenin ilk şartının egoyu tanımak, onu sevmek olduğunu öğrendik öğrendik de, sık aralıklarla tekrarlamak farkındalığımızı güçlendirecektir.

Bu çizgi üzerinden baktığımızda en net 5 baskın durumu şöyle sıralayabiliriz;

  • Öfke
  • Kırgınlık
  • Suçlama
  • Şikayet
  • Umursamamak

Egon gücünü kaybetmeye başladığı zaman ilk olarak hangi duygunun devreye girdiğini söyleyebilir misin? Ve bir örnek lütfen…

Ego gücünü kaybetmeye başladığı zaman ilk ortaya çıkan duygu savunma duygusudur. Tutunduğu sahte benliği korumak, yarattığı konfor alından ayrılmamak ve bu duygu durumda kalmak için var gücüyle mücadeleye girişir. Eleştirilip, suçlanmaya başladığı anda kendisini haklı gösterme ve başkalarını suçlama yöntemini kullanarak varlığını korumaya çalışır.

Olayları kişiselleştirmekten ne anlıyorsun? Olayların içindeyken kişiselleştirdiğini fark edebiliyor musun? Diyelim ki fark ettin ne yaparsın?

Yaşadığımız olayların üzerimizde nasıl bir etki yaratacağını büyük ölçüde, içinde bulunduğumuz bilinç boyutu ve düşünce biçimlerimizle kendimiz belirliyoruz. Yaşanan en basit olayları bile mutsuzluk ve sıkıntılı durum haline getirmekte oldukça ustalaşmış bir toplumuz. Oysa insanın yaradılışından gelen, yaşadığımız olaylar her ne olursa ve ne kadar ağır olursa olsun, herhangi bir dış koşula bağlı olmaksızın tamamiyle iç dünyamızda, o olayın etkisini azaltabilme potansiyeli var. Bu değerli potansiyeli kullanmak kaliteli, dingin ve düzeli bir hayat yaşamak demektir. Bu yüksek potansiyelimize en büyük sekteyi, yargılama, eleştirme, alınma, varsayımda bulunma, savunmaya geçme gibi duygu odaklı davranışlarımız sayesinde kişiselleştirerek vururuz.

Dileyim ki; Eşiniz ya da dostunuzla bir konu hakkında konuşuyorsunuz. Konuşma giderek tartışma boyutuna kaymaya başlıyorsa, bilin ki kişiselleştirmeye başladığınız içindir.

Böyle durumlar içinde kalmayanımız yoktur. Peki bu durumlar içinde kalmamak nasıl mümkün olur? Nefesin bu denli içinde olan sizler için inanın bana son derece kolaydır ve daha da kolaylaşacaktır. Kişisel almamanın ilk basamağı “Kendi Değerini Bilme “dir.
Hata diye bir şey sizlerin kitabında yazmaz. Olan her şey olması gerektiği gibi olur.
Her olanın bir sebebi ve o sebebin bize mutlak bir öğretisi olduğunu kavramış bilinçler de “Ben hata yaptın” “Ben nasıl böyle bir şey yaparım “gibi bir düşünce kalıbı yer almaz.

Kişiselleştirdiğinizi fark ettiğiniz an derin birkaç nefesler alın, izleyin ve izleminiz sonucunca ortaya çıkan duygunuzu “SERBEST BIRAKIN “ ..!  Hepsi bu işte …

Egonun kendini üstün ve akıllı görme ihtiyacı olduğu doğrudur, böyle durumlarından bahsedebilir misin?

Egonun kolaylıkla görülmemek için her kılığa girdiğini hepimiz artık biliyor olsak da kendi içimizde gözlemlemeye niyetli ve hatta bu konuda başarılı olduğunuzu da biliyoruz. İçinizdeki egoyu farkına vardığınız anda, “Hakiki Ben” iniz le buluştuğunuz andır. Sahte olanın farkedilmesi, gerçek olanın kendini göstermesi demektir.

Diyelim ki , arkadaşınızdan daha fazla bilgi sahibi olduğunuz bir haberi kendisine vermek üzeresiniz. Onun bilmediği bir haberi, sizin biliyor olmanızın, içinizde bir tatmin duygusu yarattığını fark etmemiş olma ihtimaliniz olabilir mi? Tabi ki olamaz. Bu gizli tatmin duygusunun altında, kendini diğerinden üstün gören egonun, hoşuna giden olumsuz bir durum yatmaktadır. Sizin diğerlerinden daha fazla biliyor olmanıza sevinen egonuz mutludur artık. Bu tatmin duygusu size değil, sahte kimlik oluşturan egonuza aittir. Tatmin edilmeyen ego, kendisini tehdit edilmiş bile hissedecektir.

İnsanların çoğunun dedikodu yapmaktan keyif alma sebeplerinden biride bu “ Gizli Tatmin “ duygusudur. Ve dedikodu çoğunlukla olumsuz özellikler üzerine oluşur. Buradaki “HAKİKAT” e dikkat edelim.

Plan yapma ve zamanı kullanmanın yaşamındaki öneminden bahseder misin?

Şimdiki an içinde ego barınamaz. Zamanla arasını hep iyi tutmaya çalışır bu yüzden de ego. Şimdiki anla dostluk kurabilmişseniz egonuzla olan yolculuğunuzu oldukça kolaylaştırmışsınız demektir. Egonuz ne kadar güçlü ise, plan yapmanın ve zamanın hayatınızdaki önemi de o denli fazladır. Ego sizi geçmiş ve gelecekte tutmak için zamanla dost olmayı seçer. Sizi daha önemli olduğunu varsaydığı gelecekteki bir yere götürerek andan uzaklaştırır.

Nefes farkındalığının sana neler kattığından bahsedebilir misin?

Bir yıl boyunca her gün hiç aksatmadan, egosal bahanelere hiçbir şekilde itibar etmeden düzenli nefes yaptığınızda (ki dürüst olmanız gerekirse, bu disiplini samimiyetle kullanmadığınızı kabul etmeniz gerekiyor) her an titreşimi ve farkındalığı yüksek, merkezinde kalabilen, kalbinin yolunda olan, gelişmiş bir bilinç ve dingin bir yaşam kaçınılmazdır.

Öz ile zihin beden hizalanması oluşturulduğunda, alınan kararlar dengede olacağı için, bu denge hali yaşamınızın her seviyesinde etkisi gösterecektir.

Nefesinizi ne kadar alıyor ne kadar veriyor ve ne kadar nefesinizi tutuyor olduğunuzu izleyin. Havanın bedeninizde nasıl gezindiğinin farkında olun.

Bilinçli alınan ve verilen her nefes, birbirini takip eden alışıla gelmiş düşüncelerinizin olduğu yerde bir boşluk alanı yaratmak için en güvenilir yoldur.

UNUTMAYIN…!

Gün içinde şu durumların içine kaldığınızda hemen derin ve arka arkaya düzenli
NEFES ALIP VERMEYİ UNUTMAYIN…!

  • İş hayatınızda ters giden bir durum olduğunda,
  • Özel hayatınızda kendinizi anlaşılmamış hissettiğinizde,
  • Trafikte ki malum İstanbul’ luyuz sağ sola çatmak, küfürler yollamakla enerjinizi bilinçsiz harcamak durumunun içinde kaldığınzda,
  • Arabanızı park edecek yer bulamadığınızda,
  • Çok da ziyaret etmek istemediğiniz ama mecbur olduğunuzu düşündüğünüz ziyaretlere gitme durumunda kaldığınızda,
  • Yemek istemediğiniz halde, çok yemek yediğinizi hatırlatan bilinçaltı kalıbınız sizi söylendirmeye başladığında
  • Herhangi bir sebepten randevunuza geç kalacağınızı düşünmeye başladığınızda,
  • Bir telefon görüşmesi yapıp telefonu kapattıktan sonra, o konuşmanın ardından eleştiri yapıp, şikâyet ettiğinizi fark ettiğinizde,
  • Günü bitirdiniz ve uyumaya gitmeden önce ertesi güne zinde uyanmanız adına sadece 100 nefes yapmayı HEP HATIRLAYIN…!

“Bir sır daha var, çözdüklerinden başka.
Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
Hiçbir yaptığınla yetinme geç öteye.
Bir şey daha var, bütün yaptıklarından başka“ 

— Ömer Hayyam