Aura Nedir?

Latince anlamı,nazikçe hareket eden hava, havanın nefesi ya da ışıgı anlamındadır. Aura, canlıların bedenini saran, yüksek enerji yüklü,manyetik  alana verilen addır. Klasik anlamda bedenimiz üzerinde yaklaşık 3 mm.lik bir manyetik alan oluşturur. Biz buna evrensel enerji alanı diyoruz. Bu enerji alanının madde ve tüm cisimler üzerinde düzenleyici bir etkisi vardır.

Aura normal insan gözü tarafından algılanamaz; ancak duyuların geliştiril-mesiyle çıplak gözle görülebilmesi mümkündür.İnsanın enerji alanı, gücünü sürekli olarak evrensel enerjiden alır ve kullanıldıkça yerine yenisi konulur ve çoğalır. Evrensel enerjiden kendimizi beslemek ve böylece ışık saçan bir varlığa dönüşebilmek varoluşun bize sunduğu, çok değerli bir armağandır.

Bu elektromanyetik alanın bir çok önemli fonksiyonu vardır.Evrensel enerjiyi vücudumuza alarak, yaşamımızı idame ettirmemizi sağlayan çakralar aurada bulunurlar.Aynı zamanda vücudun çevresini sarmış bir kalkan görevi yapar.

1900 yılından beri bir çok bilim adamı yaptıkları tıbbi araştırmalar sonucu aurayı keşfetmiş ve onun yardımıyla bir çok hastalığı teşhis edebilmişlerdir.

Metafizikçilerin “eflüv” adını verdikleri partiküllerin ışınımıyla oluşan bu alan, Teozoflara ve Kirlian Fotoğrafçılığı üzerinde çalışan araştırmacılara göre, yaşam enerjisi olarak adlandırılan bir tür enerjinin organizmalardan insan gözünün göremediği bir frekans düzeyinde titreşen ışınlar tarzında yayılmasıyla oluşur.

Aura, eflüv ve psişik radyasyon terimlerinin sık sık karıştırıldığı görülür.
Bu üç terim arasındaki ilişki şöyle açıklanır:

  • Bedenden yayılan ışınıma ve bu ışınımın yayılma olayına radyasyon (psişik radyasyon) adı verilir.
  • Bu ışınlara ve ışınları oluşturan partiküllere eflüv adı verilir.
  • Bu yayılma olayının meydana geldiği medyumlarca görülebilen güç ve etki alanına ise aura adı verilir.

Renkli haleler ve ışımalar tarzında kendini gösteren auranın esas olarak üç kısımdan oluştuğu kabul edilir:

  • Yapışık aura: Vücudu bir zarf gibi saran 0.5 cm. kalınlığında, koyu bir bölgedir. Süptil bedenin süptil ikiz denilen kısmıdır. Auranın Kirlian fotoğrafçılık tekniğiyle çekilebilen kısmıdır.
  • İç aura: Yapışık aurayı çevreleyen bölgedir. Kişilere göre 3 ile 8 cm. arasında değişen kalınlıktaki bir bölgedir.
  • Dış aura: Yüksekliği İnsan bedeninin iki misli genişliği İnsan bedeninin dört misli olup Oval, yumurta biçimindedir.
  • Tam dış aura: Bedenden yayılan ışınım alanının tümü; sınırsız kabul edilir.Aura görebilme yeteneğine sahip olduğu ileri sürülen medyumlar, aura renklerinin kişilerin ruhsal tekamül durumlarına, karakterlerine ve heyecan hallerine bağlı olarak değişiklik gösterdiklerini belirtirler.

Aura nasıl görülür?

Kendi auranızı nasıl görebilirsiniz ?

Loş bir odada rahat bir koltuğa oturun. Ellerinizi hızla 20 saniye kadar birbirine sürtün; ellerinizi avuçlarınız birbirine bakacak şekilde 5 cm kadar aralıklı tutun. Aralığı bozmadan ellerinizi ileri geri oynatmaya başlayın. Bu arada avuçlarınızın arasına gözlerinizi odaklamadan bakmaya başlayın. Auranız soluk renkli bir duman seklinde görünmeye başlayacaktır. Bu çalışmayı sıkça tekrarladığınızda, aurayı çok daha süratli görebildiğinizi fark edeceksiniz. Bu durumda artık ellerinizi birbirine sürtmenin gereği kalmaz ve sadece aurayı görmeye konsantre olmanız yeterli hale gelir. Bu yolla vücudunuzun diğer uzuvlarının da aurasını görebilirsiniz. Sağlıklı aurada çeşitli renkler göreceksiniz.

Başkasının aurasını nasıl görebilirsiniz ?

Auranızı görmeye alıştıktan sonra başkalarının da aurasını görebilirsiniz. Bunun için gene loş bir ortamda aurasını görmek istediğiniz kişinin yaklaşık 2m uzağında durarak gözlerinizi odaklamadan bakın ve aurayı görmeye odaklanın. Bir süre sonra kişiyi çevreleyen duman şeklinde haleyi fark edeceksiniz. Bunu değişik kişilerde deneyerek tecrübenizi arttırabilirsiniz; Pek çok kişi oldukça sağlıksız bir yaşam sürdürdüğünden auraları çok dar, kırıklı ve gri renkli olur. Ancak ruh ve beden sağlığı yerinde ve hayat dolu kişilerde auranın geniş, kesiksiz ve renkli olduğunu göreceksiniz. Yapacağınız pratikler, zamanla karşınızdakinin sağlık durumu ve rahatsızlık bölgeleri ile ilgili fikir sahibi olmanızı sağlar.

Aurayı güçlendirmek

Auranızın canlılığını artırmayı öğrendikçe, yapmayı planladığınız şeyler için daha çok enerjiye sahip olursunuz. Auranız ne kadar güçlüyse, dışsal güçlerden o kadar az etkilenirsiniz.

Size uygun bir aura güçlendirici egzersiz bulabilirsiniz. Bu bir dua, meditasyon (size uygun herhangibir meditasyon olabilir, özellikle ışık ile ilgili olanını seçin), yoga veya tai chi ya da fiziksel bir aktivite (mesela aikido) olabilir. Yanınızda kuvars kristali (aynı şekilde uğur getirdiğine inandığınınız bir nesne) taşımak da faydalı olabilir. Müzik ve güzel koku da etkilidir.

Aura Koruması:
Zaman zaman aura enerjilerinizin zayıfladığı olasıdır. Bunun çeşitli nedenlerinden bazıları; stres, aşırı yorgunluk, sağlığın bozulması ya da çevrenizden birilerinin sizden enerji “hortumlamaları” (dramalar…).

Aura enerjilerinizin şu ya da bu şekilde azaldığını ya da doğrudan doğruya bir aura korunma gereksinimi hissederseniz, hemen uygulayabileceğiniz bir yöntem şudur:

Her iki elinizin baş ve işaret parmaklarınızdan birer halka oluşturun ve bu halkaları iç içe geçirin. Kendinizi bembeyaz bir ışıkla sarılı olarak tasavvur edin. Birkaç dakika içinde kendinizi daha canlı ve enerjetik hissedeceksiniz. Eğer her gün karşı karşıya gelmek durumunda olduğunuz kişi ya da kişiler (partneriniz, patronunuz vb.) sizin enerji yitirmenize neden oluyorlarsa, bu yöntemi her gün yinelemeniz yerinde olur.

Sadece zararlı stresten korunmak için vücudunuzu tepeden tırnağa güzel bir gök kuşağına sarılmış olarak tasavvur edebilirsiniz. Bu gökkuşağı koruma sadece stresi sizden atamakla kalmayacak, aynı zamanda size enerji vereceği gibi, sizi çevrenizde daha sevilir bir kişi haline getirecektir.

Başka bir yöntem de, doğrudan doğruya ve sadece kendinizi tertemiz ve bembeyaz bir ışığın içinde tasavvur etmektir. Bu korumaya “koruyucu aura” da denir. Bu koruma size yönelik olumsuz her şeyi yansıtarak uzaklaştıracaktır.

Bu beyaz ışığı, bir bakıma “spiritüel bir zırh” gibi olası olumsuz durumlara karşı kuşanabilirsiniz.
Elbette korunma, tedaviden daha iyi ve akıllıca bir tutumdur. Sağlığınızla ilgili herhangi bir olumsuzluk sezinlerseniz, bu bir olasılık olsa bile yukarıdaki yöntemlerden birini devreye sokmakta tereddüt etmeyin.
Unutmayın ki, eğer bedeninize iyi bakarsanız, o da size bakacaktır ve bunun yararlı sonuçları hemen auranıza da yansıyacaktır

Aura renkleri nelerdir?

KIRMIZI (Güç ve Canlılık)
Koyu kırmızı kızgınlık,sinirlilik ve tedirginlik duygularını gösterir , parlak bir kırmızı canlı bir yaşam gücünü ve azim duygusunu temsil eder. Koyu tonda bir kırmızı bencilliğin ve ihtirasın işaretidir. Kahverengine yakın bir kırmızı korkuyu simgeler. Siyaha dönük bir kırmızı ise negatif niyetlerin habercisidir. Canlı parlak bir kırmızı aynı zamanda fiziksel sağlığın ve ataklığında habercisidir. Pembeye çalan kırmızı duygusal mutluluk ve aile yaşamındaki güzelliklerin işaretidir.

TURUNCU (Cesaret ve Yaratıcılık)
Canlı ve berrak bir turuncu fiziksel gücü, cinsel enerjinin sağlıklı işlediğini gösterir. Aynı zamanda parlak ve canlı turuncu renk olayların akışına iradi etkilerimizi ve sorumluluk alma kapasitemizin göstergesidir. Eğer koyu renk bir turuncu söz konusuysa bu dalak ve üreme organlarında bir sorun olabileceğinin işareti olduğu gibi bencil bir yapınında göstergesidir.

SARI (Güven, Mantık ve Liderlik)
Sarı renk zeka, akıl kapasitesi ve entelektüel düşünce biçimiyle ilintilidir. Mat ve canlı olmayan bir sarı maddi ve dünyasal konulardaki düşüncelerin ve zihni daha çok bu konuların işgal ettiğinin bir göstergesidir. Sarı rank canlı ve parlak ise zihinsel kalitenin yüksek olduğu ve kişinin ruhsal konularda da bir kapasiteye sahip olduğunu söyleyebiliriz. Kirli ve sisli bir sarı ise kurnazlığın ve ihanetin göstergesidir. Aynı zamanda kirli tonlarda bir sarı mide ve pankreas sorunlarına da işaret edebilir.

YEŞİL (Sempati, Denge ve Uyum)
Canlı ve temiz bir yeşil dengenin, uyumun ve anlayışın göstergesidir. Özellikle zümrüt yeşil bir renk kişinin şifa çalışmaları yaptığının yada şifa konusunda çok yetenekli olduğunun bir işaretidir. Aurasında canlı yeşil renk hakim olan kişiler sakinleştirici ve bulundukları ortama uyum getirici etkilere sahiptirler. Eğer yeşil renk koyu ve sisliyse bu açgözlülük ve yalancılığın bir işaretidir. Kahverengine çalan yeşil renk ise kıskançlığın ve negatif ihtirasların habercisidir. Koyu ve çamurlu yeşil renk kalp rahatsızlıklarının da işareti olabilir.

MAVİ (İletişim ve Duyarlılık)
Canlı ve parlak bir mavi anlayışın, sezgisel yeteneklerin ve geniş ufuklu düşüncelerin işaretidir. Daha çok dinsel inançları yoğun olan insanlarda görülür. Sanatçılarda ve sanatsal yetenekleri olan kişilerin auralarında da canlı mavi renk bulunur. İletişim yetenekleri güçlü ve ikna etme kapasiteleri güçlü olan insanların auralarında da mavi renk hakimdir. Eğer mavi renk koyu ve çamurlu ise dinsel konularda bağnazlık yada ruhsal olarak karanlık bir yapının işaretidir.

ÇİVİT MAVİSİ (Sezgi ve Zihin)
Daha çok üçüncü gözle ilişkilendirilen bir renktir. Auralarında çivit mavisi renk bulunan kişiler sezgisel yetenekleri gelişmiş ve vizyon sahibi olan insanlardır. Ayrıca bu rengin parlak ve canlı renkte olması sadık bir kişiliğinde habercisidir. Çivit mavisi renk çamurlu ve sisli ise bu iç görüden yoksun ve sezgilerini ciddiye almayan bir kişilik yapısını gösterir.

MOR (Saygınlık ve Maneviyat)
Bu renkler tepe chakra ile ilişkilendirilmiştir. Bu renkler ruhsal gücü ve ruhsal olarak gelişmiş bir yapının simgesidir. Evrensel sevgiye inanan ve yüksek ruhsal hedefleri olan kişilerde bu renklere rastlanır. Daha çok asalet ve ruhsallıkla ilişkilendirilen bu renkler aynı zamanda meditasyon yapan kişilerin aurasında da görülebilir. Daha çok tepe chakrası civarında bulunan bu renkler kişi ruhsal gelişiminde ilerledikçe tüm auraya doğru yayılım gösterir.

PEMBE (Şefkat, Yardım ve Evrensel Sevgi)
Aurada görülen canlı pembe renk duygusal yaşamda dengenin ve uyumun işaretidir. Merhametli ve yardımsever insanlarında auralarında pembe renge rastlanır. Evrensel sevgi hisleriyle dolu olan insanların auralarında yoğun olarak görülen bir renktir.

KAHVERENGİ (Maddiyat ve Beden)
Genelde maddiyatla ilişkilendirilen bir renktir. Özellikle işkolik insanların auralarında sıkça bulunmaktadır. Genelde fiziksel sağlık için olumlu olarak yorumlanmaz ve hastalıkların bir işareti kabul edilir. Cimri ve açgözlü insanlarında auralarında sıkça görülebilen bir renktir. Kestane rengi ise kişinin üstlendiği görevleri yerine getirebildiğini gösterir.

SİYAH (Gizem ve Karanlık)
Fizik bedenle,eterik beden arasında dar bir şerit halinde görülmesi son derece normaldir. Ancak bunun dışında görülen siyah renk kişinin yaşamı ve kendi varlığını reddettiği anlamına gelir. Aurayı dolduran siyah renk ışığın olmadığının ve karanlığın işaretidir. Eğer siyah aura içinde çizgiler halindeyse pozitif özellikleri yok edecektir. Karanlık yönleri olan,gizemli insanlarda görülebilecek bir renktir.

GRİ (Durgunluk, Korku ve Karamsarlık)
Durgunluk ve donukluğu simgeleyen bir renktir. Genel olarak fiziksel bedeninde enerjiden yoksun kaldığını gösteren bir renktir. Koyu tonlardaki gri ise korkuların ve aşırı karamsarlığın ifadesidir.

BEYAZ (Kişisel bütünlük ve Mükemmellik)
Aurasında beyaz renk hakim olan insanların kişisel bütünlüğe ulaştığını ve ruhsal anlamda oldukça gelişmiş olduklarını ve erdem sahibi olduklarını gösterir.

Bu renklerin dışında altın rengi, gümüş rengi ve eflâtun gibi renklerde aurada görülebilir. Bunlar daha çok ruhsal renklerdir ve ruhsal konularda çalışmalar yapan kişilerde bulunur. Ruhsal renkler oldukları için bunların açıklanması ve yorumlanması da kolay değildir.

Aura katmanları nelerdir?

İnsanların vücudunu çevreleyen elektromanyetik alana aura denir. Bu elektromanyetik alanın bir çok önemli fonksiyonu vardır. Evrensel enerjiyi vücudumuza alarak yaşamımızı idame ettirmemizi sağlayan çakralar auramızda bulunurlar. Aynı zamanda vücudun çevresini sarmış bir kalkan görevi görür. Eğer sağlam ve güçlü bir auramız varsa bize dışarıdan bir hastalığın yada negatif etkinin gelmesi zordur.

Ancak auramız zayıflamış veya yırtılmışsa negatif enerjilere ve hastalıklara çok daha açık hale geliriz. O halde auramızın güçlü ve sağlıklı olması fiziksel sağlığımız açısından çok önemlidir diyebiliriz. Bunun yanı sıra ruhsal zihinsel ve duygusal sağlığımız açısından da auramızın sağlıklı ve güçlü olması gerekmektedir. Auranın birden çok katmandan oluştuğunu artık biliyoruz.

Bu konuda araştırmacılar arasında çeşitli görüş ayrılıkları olsa da ana 4 katman konusunda genelde fikir birliği vardır. Bu katmanlar eterik beden, duygusal beden, zihinsel beden ve ruhsal bedendir. Bu katmanların her birinin kendine özgü özellikleri ve işlevleri vardır.

ETERİK BEDEN
Şekil ve boyut olarak fiziksel bedene benzer. Adeta fiziksel bedenin üzerine giyilmiş ve ona bire bir uyan bir elbise gibidir. Çakralar bu alanda bulunurlar ve auranın üst katmanlarından gelen enerjileri bedene alma işlevi yaparlar. Organizmanın enerji ihtiyacı tam olarak karşılanmışsa, eterik beden aşırı enerjiyi çakralardan ve deri gözeneklerinden dışarıya verir.

Eterik bedenin temel işlevi fiziksel bedenin sağlıklı kalmasını sağlamak ve onu evrensel enerji alanı ile bağlantıda tutmaktır. Sağlıklı bir insanda genişliği 15-20 cm kadardır. Hastalık,yorgunluk ve stres gibi durumlarda eterik bedenin genişliği azalır. Sadece bir kişinin eterik bedenine bakılarak sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olunabilir. Eterik beden fiziksel bedeni koruyucu bir tabaka gibi kuşatır ve zararlı maddelerin bedene girmesine izin vermez. Eterik beden aynı zamanda dış dünyaya yaşam enerjisi saçar.

Eterik bedeni sağlıklı ve güçlü olan insanlara 20 cm’den fazla yaklaştığınızda sizde kendinizi olumlu ve pozitif hissedersiniz. Eterik bedene sağlık bedeni de demek mümkündür. Hastalıklar vücutta ortaya çıkmadan önce bu katmanda ortaya çıkarlar ve profesyonel biri sadece eterik bedene bakarak kişinin sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olabilir. Sağlıklı bir yaşam için eterik bedenin güçlü ve sağlıklı olması şarttır. Eterik bedeni zayıflamış biri hastalıklara açık bir durumdadır.

Eterik bedenin önemli bir işlevi de yüksek enerji bedenleri ile fizik beden arasında aracılık yapmasıdır. Bu da eterik bedenin sağlığını kaybetmesi durumunda duygusal,zihinsel ve ruhsal aura katmanları ile kişinin bağlantısının zayıflayacağı anlamına gelmektedir. Bu durum bir çok psikolojik sorunun yanı sıra önemli kişilik bozuklukları,depresyon hatta intihar eğilimini gündeme getirebilir.

İnsanların yanı sıra hayvanların ve bitkilerin de eterik bedenleri bulunmaktadır. Bir organı kopmuş bir insanın eterik bedeni her zaman o organ varmış gibi görünecektir. Aynı şekilde bir bitkinin yaprağını kesip Kirlian makinesiyle resmini çektiğinizde sanki yaprak tammış gibi görürsünüz. Bu da eterik bedenin bir bütün olduğunu ve sonradan ortaya çıkan kayıplardan etkilenmediğini göstermektedir. Kişinin hafızasında bacağına ilişkin imgeler oldukça eterik bedenin o bacak kesilmiş olsa bile yer alacaktır. Eterik bedeni doğru anlamak ve eterik bedeninizin güçlenmesi için çalışmalar yapmak sağlık açısında çok önemli olacaktır.

DUYGUSAL BEDEN
Eterik bedenin üstünde bulunan ve sıvımsı yapıya sahip olan bir katmandır. Gökkuşağının tüm renklerini barındıran duygusal bedenin o anki rengi kişinin duygusal durumuna göre değişir. Zihinsel bedenden gelen üst düzey enerjiler duygusal bedene ulaşır ve burada bir değişimden geçerek zihinsel bedene iletilir. Kişinin duygusal yapısı bu katmanla ilgilidir. Üst katmanlardan gelen enerjiler burada duygusal anlamlar kazanır ve kişiye özel duygusal süzgeçten geçtikten sonra anlam kazanarak eterik bedene aktarılır.

Aurada kişinin o anki ruhsal durumuna göre değişen renklerin en iyi algılanacağı alan burasıdır. Örneğin o anda çok öfkeli olan birinin koyu duygusal bedeninde koyu kırmızı renk hakim olacaktır. Duygusal bedenin durumu kişinin duygusal yapısı ve anlık duyguları ile ilgili bilgiler verir.

ZİHİNSEL BEDEN
Duygu bedeninin bitiminde başlar ve ruhsal bedene kadar uzanır. Genelde rengi sarıdır. Fikirlerimizin yapısını barındırır ve düşünce formları bu bedende görülebilir.

Hastalıklarımızın büyük bir çoğunluğu zihinsel bedenimizden kaynaklanmaktadır. Tüm hastalıkların zihinsel nedenlerinin olduğu artık bir çok araştırmacı tarafından ortaya konmuştur.

Zihinsel bedenin en önemli özelliği güçlü olduğu zaman kişinin başka insanların etkisi altında kalmaması ve özgür iradesiyle kendi kararlarını verebilmesidir. Zihinsel beden zayıfladığında ise kişi kararsızlık halindedir ve sürekli başka insanların etkisinde kalarak yaşamına devam eder. Başkaları ne der mantığını sürekli öne süren ve yaşamını başkalarının ne düşüneceğine göre planlayan bir kişinin zihinsel bedeni son derece sağlıksızdır.

Olumsuz düşünceleri elemek ve yerlerine olumlu düşünceler yerleştirmek de zihinsel bedenin en önemli işlevidir. Düşüncelerimizin yaşamımızı hangi boyutlarda etkilediğini gözümüzün önüne getirdiğimizde zihinsel bedenimizin önemini daha iyi anlayabiliriz. Hastalıkların önce zihinsel bedende oluşması ve daha alt bedenlerden fiziksel bedenimize geçmesi de zihinsel bedenin önemini bir kez daha vurgulamaktadır.

RUHSAL BEDEN
Ruhsal bedenimizin titreşimi diğer bedenlere göre çok daha yüksektir ve algılanması da diğer bedenlere göre daha zordur. Evrensel enerjiler ruhsal bedenimizden auramıza girerler ve burada bir değişime tabi tutularak zihinsel bedene aktarılırlar. Ruhsal bedende ortaya çıkan bir sorun er geç daha alt bedenlere ve oradan da fiziksel bedene yansıyacaktır.

Ruhsal beden kişinin bütün ile bağlantısını simgeler. Bütünle bağlantısı güçlü olan bir insanın ruhsal bedeni sağlıklı olacak ve evrensel enerjiyi en iyi şekilde alarak diğer katmanlara ulaştıracaktır. Bu evrensel enerji zihinsel katmanda bir değişimden geçecek, duygusal katmanda daha farklı bir yapıya bürünecek ve en son eterik bedenden chakralar vasıtasıyla fiziksel bedene geçerek kişinin yaşam enerjisi haline gelecektir. Ancak bunun için öncelikle ruhsal bedenin sağlıklı olması gerekmektedir.

Ruhsal bedenin genişliği kişinin ruhsal gelişimiyle doğru orantılıdır. Ruhsal olarak gelişmiş bir kişinin ruhsal bedeni kilometrelerce uzağa yayılabilir. Ruhsal beden kendi yapısına en uygun olarak enerjileri alır ve alt bedenlere iletir. Ruhsal bedenin gelişimi ile alınan enerjinin kalitesinde de değişiklik olacaktır ve bu kişinin tüm yaşamını etkileyecektir.

Ruhsal açıdan gelişmiş olan insanların yanında huzur, sükunet hisleri duymamız yada bu kişilerin şifa enerjisi dağıtmaları ruhsal bedenlerinin canlı,parlak ve güçlü olmasıyla ilişkilendirilir.

Aura nasıl güçlendirilir?

Auranızın canlılığını artırmayı öğrendikçe, yapmayı planladığınız şeyler için daha çok enerjiye sahip olursunuz. Auranız ne kadar güçlüyse, dışsal güçlerden o kadar az etkilenirsiniz.

Size uygun bir aura güçlendirici egzersiz bulabilirsiniz. Bu bir dua, meditasyon (size uygun herhangibir meditasyon olabilir, özellikle ışık ile ilgili olanını seçin), yoga veya tai chi ya da fiziksel bir aktivite (mesela aikido) olabilir. Yanınızda kuvars kristali (aynı şekilde uğur getirdiğine inandığınınız bir nesne) taşımak da faydalı olabilir. Müzik ve güzel koku da etkilidir.

Aura Koruması:
Zaman zaman aura enerjilerinizin zayıfladığı olasıdır. Bunun çeşitli nedenlerinden bazıları; stres, aşırı yorgunluk, sağlığın bozulması ya da çevrenizden birilerinin sizden enerji “hortumlamaları” (dramalar…).

Aura enerjilerinizin şu ya da bu şekilde azaldığını ya da doğrudan doğruya bir aura korunma gereksinimi hissederseniz, hemen uygulayabileceğiniz bir yöntem şudur:

Her iki elinizin baş ve işaret parmaklarınızdan birer halka oluşturun ve bu halkaları iç içe geçirin. Kendinizi bembeyaz bir ışıkla sarılı olarak tasavvur edin. Birkaç dakika içinde kendinizi daha canlı ve enerjetik hissedeceksiniz. Eğer her gün karşı karşıya gelmek durumunda olduğunuz kişi ya da kişiler (partneriniz, patronunuz vb.) sizin enerji yitirmenize neden oluyorlarsa, bu yöntemi her gün yinelemeniz yerinde olur.

Sadece zararlı stresten korunmak için vücudunuzu tepeden tırnağa güzel bir gök kuşağına sarılmış olarak tasavvur edebilirsiniz. Bu gökkuşağı koruma sadece stresi sizden atamakla kalmayacak, aynı zamanda size enerji vereceği gibi, sizi çevrenizde daha sevilir bir kişi haline getirecektir.

Başka bir yöntem de, doğrudan doğruya ve sadece kendinizi tertemiz ve bembeyaz bir ışığın içinde tasavvur etmektir. Bu korumaya “koruyucu aura” da denir. Bu koruma size yönelik olumsuz her şeyi yansıtarak uzaklaştıracaktır.

Bu beyaz ışığı, bir bakıma “spiritüel bir zırh” gibi olası olumsuz durumlara karşı kuşanabilirsiniz.
Elbette korunma, tedaviden daha iyi ve akıllıca bir tutumdur. Sağlığınızla ilgili herhangi bir olumsuzluk sezinlerseniz, bu bir olasılık olsa bile yukarıdaki yöntemlerden birini devreye sokmakta tereddüt etmeyin.
Unutmayın ki, eğer bedeninize iyi bakarsanız, o da size bakacaktır ve bunun yararlı sonuçları hemen auranıza da yansıyacaktır.

Aura fotoğrafçılığı nedir?

Bu fotoğrafçılık tekniğinin adına “kirlian” adının verilmesinin nedeni, bu teknikte kullanılan aygıtın ilk kez Rus mühendis Semyon Davidovich Kirlian (1898-1980) ve eşi Valentina Khrisanova Kirlian tarafından geliştirilmiş olmasıdır. Semyon Kirlian’ın paranormal fenomenlere ilgi duyması ünlü bilim adamı Nikola Tesla ile tanışmasından sonra başlamıştır.

1939’da bir fotoğraf filmini tab ederken fotoğraf tepsisinin üzerinde bulunan cisme elektrik yükü verildiğinde tepside bir resmin oluştuğunu kazara gözlemleyen Semyon Kirlian ve eşi aynı yıl geliştirdikleri bir aygıtla, sözkonusu ışınımların daha çok canlı bedenlerden yayıldıklarını saptamışlar ve çektikleri çeşitli organların fotoğraflarında, bu organlardan salınan renkli ışımaları görüntülü hale getirmeyi başarmışlardır. Bedenden yayılan ışınımın çeşitli renkler halinde fotoğrafı çekilebilen kısmına “korona” (Latince’de “taç”) adı verilmiştir.
Bu teknikteki temel yöntem, koronayı görünür hale getirebilmek için yüksek gerilimli elektrik alanının kullanılmasıdır.

Sovyetler Birliği dönemindeki çalışmalar  

1939’dan sonra Kirlian’ın buluşu daha önceleri “elektrografi”, “elektrofotoğrafi” adlarıyla bilinen tekniğin yeniden tanınmasını sağladı. Fikrin temeli (ki kuru fotoğraf kopyalamayı mümkün kılmıştır) 1777’ye kadar erken bir zamanda George Christoph Lichtenberg tarafından atılmıştır. Bu alanda daha sonra çalışmalarda bulunan, aralarında Nikola Tesla’nın da olduğu bilimadamları 19-20’nci yüzyıllarda bu etkiyi daha derinlemesine incelemişlerdir.

Ama Kirlian, bu araştırmayı seleflerinden daha ileriye götürmüştür. O dönemdeki bilim adamlarından bazıları kirlian fotoğrafçılığında sözkonusu olan güce “kirlian enerjisi” adını, bazı Rus ve Çekoslavak bilim adamları (Dr. Zdenek Rejdak) ise “biyoenerji” adını vermiştir. Fakat 1940’lı ve 1950’li yıllarda Sovyetler Birliği’nde aura’ya veya enerji-beden’le ilgili verilerin yeterli olmayışından dolayı, kirlian cihazı ününe ancak 1960’larda, yine Sovyet bilim adamlarının çalışmalarıyla kavuşmuştur.

Kirlian fotoğrafçılığı yöntemi Kazakistan devlet üniversitesi’nce 1968’de yayımlanan “Kirlian Etkisi’nin Biyolojik Mahiyeti” adlı çalışmayla bilim dünyasına sunulmuştur. Bu çalışmaların Batı’ya tanıtılması ya da bu konunun Batı’da popüler hale gelmesi ise Sheila Ostrander ve Lynn Schroeder adlı araştırmacı yazarların 1978’de yayımladıkları kitapla gerçekleşmiştir.

Kirlian’ın keşfinin tinsel sonuçları  

Sözkonusu fotoğrafların yaşayan her şeyin muhtevasında “yaşam gücü” bulunduğunun ya da “aura”nın varlığının fiziksel kanıtı olduğunu belirten Kirlian, böylece, kendi metodu ile, öteden beri okültistlerin ve teozofların varlığını ileri sürdükleri, canlı bedenlerini sarmalayan, nadir vakalar haricinde gözle görülemez olan aura’nın varlığını kanıtlamış olduğunu iddia etmiştir.

Kirlian fotoğrafçılığının ünlü olduğu yönlerden biri de insan vücudundaki akupunktur noktalarını işaret edebilmesidir. Bu iddiayı doğrulamak için yapılan deneylerden en ilginci, bir bitki yaprağının bir kısmı kesilse de, kirlian fotoğraflarında yaprak sanki kesilmemiş gibi, yaprağın bir bütün halinde ışınımının devam etmiş olmasıdır. Bu da, Semyon Kirlian’a göre fotoğraflardaki ışınım görüntülerinin önceden bilinen fiziksel etkenlerden kaynaklanmadığını ortaya koyan açık bir kanıttır. Bu tür “kanıtlar” neden metal paraların dahi “aura”sının olduğunu açıklayamadıkları için bilimsel çevrelerde kabul görmezler.

Bay ve bayan Kirlian’ın yaptığı kamera ile şans eseri olarak ortaya çıktığı Kirlian fotoğrafcılığı, enerji yüklü olan nesenelerin filmlerde bir görüntü bırakmasına yol açabilecek bazı değişikliklere neden olduğu sonucu ile gelişmiştir.

Kirlian fotoğrafları, madde ötesi ve ruhun varlığının mevcud olduğu yönünde önemli bir delildir.

Bay ve bayan Kirlian’ın yaptığı kamera ile şans eseri olarak ortaya çıktığı Kirlian fotoğrafcılığı, enerji yüklü olan nesenelerin filmlerde bir görüntü bırakmasına yol açabilecek bazı değişikliklere neden olduğu sonucu ile gelişmiştir.

Kirlian Kamerası cansız nesne veya canlı varlıkların fotoğraf görüntülerinin yüksek değerli bir elektriksel alan vasıtasıyla elde edildiği cihazdır. Kamera başlangıçta, bitkilerin veya onların bazı kısımlarının, özellikle yapraklarının fotoğraflarının çekilmesinde kullanılmıştır. Daha sonraları ise, insan vücudundan yayılan biyo elektriksel manyetik enerjinin resimleri de çekilmiştir.

Bir elektronik mühendisi olan Samyon Kirlian, insan eli, böcek veya bir bitki yaprağını, fotoğraf plağı üzerine koyarak, bunu da bir elektrodun üzerine yerleştirip, sırayla cismi, yüksek voltajlı elektrik akımına ve alçak amperli elektrik akımına maruz bırakmıştır.

Teknik bakımdan, bu görüntülerin elde edilmesinde kullanılan iki metot vardır. Birinci metot, söz konusu nesneye kuvvetlice elektrik vermek ve ondan yayılan radyasyonun karanlıkta normal bir kamera ile fotoğrafını çekmek. İkinci metot ise nesneye birinci metotta olduğu gibi doğrudan değil de, nesnenin çok yakınına yerleştirilmiş voltajı farklı bir veya iki tane metal plakadan geçirilen yüksek gerilimli akım uygulamaktır. Bu metotta kamera kullanılmaz; hassas fotoğraf materyali, nesneden doğrudan doğruya görüntü alacak şekilde düzenlenir. Birinci metot daha kapsamlı görüntülerin elde edilmesini mümkün kılar. İkincisi, daha düşük güçlü elektrik kullanarak çok daha fazla ayrıntının görülmesini sağlar. Bu nedenle deneycilerin çoğu güvenlik ve kullanım kolaylığı açısından ikincisini tercih etmişlerdir.

İnsanda değişik şekillere bürünen bir biyoenerji sistemleri bulunmaktadır. Yani fiziksel, elektriksel, biyoelektriksel, biyoenzimatik enerjiler. Bu enerji formları karşılıklı olarak birbirine dönüşmektedir. Her canlı hücre bir şebekeye bağlıdır ve hiçbir hücre bağımsız değildir. Vücudumuzda tüm organlarımızı saran ve fiziksel, kimyasal, hücresel düzeyde değişebilen bir sinir sistemi enerjisi mevcuttur.

Akapunkturun temeli olan Çin Tıbbı, bu enerjinin insan bedeninde sürekli olarak tek yönlü aktığından bahseder ve bu enerji insan bedeninin sinir ağı boyunca daima akmaktadır.

Fizik bedenimizle diğer bir canlıya yaklaşıp ona dokunduğumuzda enerjimizi de, aynı zamanda o canlı ile irtibata geçiririz. Bu durumda bir biyoenerji diğer bir biyoenerji ile temas etmiş olur ve bu şekilde bir enerji alışverişine yol açar.

Sonuç olarak, Kirlian fotoğraf tekniği ile normalde göremeyeceğimiz biyoenerji alanımız (Aura), özel bir elektrik alanı içine alınarak sınırları ve çeşitli ışıma şekilleriyle fotoğraf kağıdı üzerinde açıkça görünür hale getirilmesi tekniğidir.

Aura görüntüleme nasıl yapılır?

Dünya Foton Kuşağına yükselirken, sizin içsel ve dışsal enerjileriniz ne durumda görmek istemez misiniz?

Kirlian Fotoğraflama sistemi ile aura ve çakralarınızın durumunu, size ne anlatmak istediğini öğrenebilirsiniz.

Ve blokajlı durumlarında neler yapmanız gerektiğini birlikte izleyelim, hissedelim ve şifalandıralım…

Aura görüntüleme sistemi nedir?
Aura ve çakralarınızın enerji durumlarını anında ve interaktif olarak saptayarak analiz edip raporlayan özel bir cihazdır.

Sistem nasıl çalışır;
Aura görüntüleme cihazı sol el bileğine takılan elektronik bir bileklik ve bu bilekliğin bağlı olduğu elinizi üzerine koyacağınız elektromanyetik dalgaları saptayan bilgisayar bağlantılı bir cihazdır. Bedeninizin etrafında bulunan elektromanyetik dalga titreşimleri sayesinde aura ve çakralarınız üzerinde bulunan enerjilerin görüntülenmesi sağlanır. Elde edilen bu veriler bilgisayar ortamında özel bir yazılım tarafından analiz edilir. Sonrasında oluşturulan raporun analizi alınır ve yorumlanır. Tüm bu seans işlemi ortalama 45 dk. sürmektedir.

Ne işe yarar;
– Auranızın ve çakralarınızın  fotoğraflarına sahip olabileceksiniz.
– Auranızı ve çakralarınızı dijital ortamda canlı olarak görebileceksiniz.
– Anlık ruhsal durumunuzu anlatan kitapçığa sahip olacaksınız.
– Çakralarınızın yüzde kaç enerji ile çalıştığını öğrenebileceksiniz.
– Sevgi renginizi öğrenerek ruh ikizinizi tanımanızı kolaylaştıracaksınız.
– Şimdiye kadar kendinize bakmadığınız yeni bir pencereden bakmayı deneyimleyeceksiniz.
– Çakralarınızın durumları, ruhunuzdaki ve vücudunuzdaki etkileri hakkında bilgi sahibi olabilecek ve çözümleri için danışan olabilme fırsatına sahip olabileceksiniz.
– Akıl, beden ve ruh üçgeninde ruhsal durumunuza bağlı olarak, en fazla hangisini kullandığınızı göreceksiniz.

Seans süresi;
Aura Fotoğraf çekimi ve 13 sayfalık raporunun oluşturulması ve yorumlama için yaklaşık seans zamanı 35 – 40 dakika arası sürmektedir. Kozmik enerji almak isteyenler için de ayrıca 20 dakika daha ekleniyor.